Adet öncesi sendromuna karşı 10 etkili yöntem
Halsizlikten bel ağrısına, gerginlikten kilo alımına, göğüslerde şişkinlikten baş ağrısına, depresif ruh halinden dikkati toplamakta güçlük çekmeye… Toplumda ‘adet öncesi gerginlik sendromu’ olarak bilinen ‘premenstruel sendrom’ pek çok kadının ortak sorunu. Üreme çağındaki her 4 kadından 3’ünde görülüyor ve nadiren de olsa yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek boyutlara oluşabiliyor. Kadınlarda pek çok fiziksel ve duygusal yakınmalara yol açan adet öncesi gerginlik sendromu aslında alınacak olan bazı önlemlerle konforlu bir şekilde atlatılabiliyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, üreme çağındaki kadınların yaklaşık yüzde 90’ında adet öncesi gerginlik sendromunun hafif seyrettiğini belirterek, “Eğer şiddetli bir tablo yoksa yaşam tarzında ve beslenme alışkanlığında yapılacak düzenlemeler, sendromun hafiflemesinde önemli katkılar sağlayabiliyor. Düzenli spor yapmak, kaliteli uyumak ve sağlıklı beslenmek, alınması gereken en önemli önlemlerdir” diyor.
Ancak şiddetli seyrederek yaşam kalitesini düşüren adet öncesi gerginlik sendromunda mutlaka hekime başvurulması gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, “Bu durumda önlemler yeterli gelmeyeceği için hormonal tedaviler veya antidepresan ilaçlar gibi çeşitli tedavi yöntemlerine başvuruluyor. Ayrıca vitex agnus castus (hayıt ağacı bitkisi) da dopamin maddesi gibi davranarak premenstruel sendromda faydalı oluyor. Ek olarak B6 vitamini, D, E vitamini, magnezyum ve çinko takviyesi gibi yöntemlere de başvurmak gerekebiliyor” diyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, adet öncesi sendromuna karşı 10 etkili yöntemi anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Düzenli egzersiz çok önemli!
Geniş çaplı yapılan çalışmalarda; ortalama 8-12 hafta, haftada 3 kez, 30-60 dakikalık aerobik egzersizler başta olmak üzere, farklı egzersiz çeşitlerinin adet öncesi gerginlik sendromu üzerine faydaları ortaya kondu. Egzersiz, endorfin düzeylerini artırarak, progesteron ile östrojen sentezini düzenlemeye yardımcı oluyor ve bu sayede adet öncesi gerginlik sendromunun ana nedenlerinden sayılan hormonal düzensizliği dengeliyor. Egzersiz yapmak ayrıca kilo vermeye katkıda bulunuyor, sosyalleşmeyi sağlıyor ve depresif duygu durumunu azaltıyor.
Stresli durumlardan kaçının
Stres durumunda vücudumuzda kortizol ve aldosteron hormonları salınıyor. Yapılan çalışmalarda; bu stres hormonlarının özellikle adet başlamadan 2 hafta önce salınımlarının arttığı gösterildi. Aynı zamanda stres vücutta sempatik aktiviteyi artırıyor ve bu durum rahim kasılmaları ile adet ağrılarına neden oluyor. Dolayısıyla stresi azaltmak amacıyla yapacağınız her türlü aktivite, adet öncesi gerginlik sendromunun fiziksel ve psikolojik belirtilerinin azalmasına katkı sağlayacaktır.
Sigara ve alkolü bırakın
Sigarada ve alkol tüketimi, seks steroid hormon düzeylerini değiştirerek ve/veya serotonin/dopamin aktivitelerini etkileyerek adet öncesi gerginlik sendromunun belirtilerini artırıyor. Çalışmalarda; uzun süreli (3-5 yıldan fazla) veya yüksek miktarda (günde 15 adetten fazla) sigara kullanımının bu sendromla daha ilişkili olduğu gösterildi. Yine özellikle aşırı, erken yaşta veya uzun süreli alkol tüketiminin de adet öncesi gerginlik sendromuyla ilişkili olduğu tespit edildi.
Kahve ve çayı abartmayın
Yapılan çalışmalarda; kafeinin özellikle yüksek dozlarda tüketiminin adet öncesi gerginlik sendromu bulgularını arttırdığı gösterildi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, fazla kafein tüketiminde uykusuzluk, sinirlilik ve meme hassasiyetinin daha fazla gözlendiğini belirterek, “Bu nedenle kafein içeren kahve ve çay gibi içeceklerin günlük aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır” diyor.
Yağ, şeker ve tuza dikkat!
Yüksek kalorili, yağlı, rafine şekerli, dondurulmuş veya yüksek tuz oranına sahip besinler ile şekerli içeceklerin mümkün olduğunca az tüketilmeleri, adet öncesi gerginlik sendromunun azalmasına katkı sağlıyor. Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, aşırı tuz tüketiminin vücutta ödem artışına neden olduğuna işaret ederek, “Aşırı tuzun yanı sıra karbonhidratlı besinlerde aşırıya kaçmak da vücutta serotonini azaltarak adet öncesi sendromda etkili oluyor” bilgisini veriyor.
Uyku düzenini sağlayın
Adet öncesi gerginlik sendomunda depresif ruh hali psikomotor geriliğe yol açarak; uykusuzluk, çok uyuma, sık uyanma ve uykuyu alamama gibi uyku problemlerine neden olabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran , “Aşırı kalorili beslenmeden kaçınma, çay, kahve ile alkol tüketimini kısıtlama, egzersiz ve gevşeme tekniklerini kullanma, uykusuz veya yorgun hissedildiğinde uyuma süresini uzatma gibi yöntemler uyku kalitesini artırmada faydalı olacaktır” diyor.
Kaslarınızı gevşetin
Meditasyon, yoga, pilates, progresif kas gevşetme tekniği, hipnoz ile bio-feedback gibi gevşeme teknikleri günlük yaşantının stresini ve anksiyetesini azaltarak adet öncesi gerginlik sendromunun daha hafif geçmesine yardımcı oluyor. Gevşeme tekniklerinin abdominal şişkinlik, ödem, meme hassasiyeti ve karın kramplarını azalttığını gösteren çalışmalar da mevcut.
Ağır diyetler yapmayın
Uzun süren açlık periyotları, zayıflama amaçlı yapılan ağır diyetler ve tek yönlü beslenme alışkanlıkları, adet öncesi gerginlik sendromunu olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla bu hatalı alışkanlıklardan vazgeçmeniz çok önemli.
Su için, hem de bolca!
Yeterli miktarda sıvı tüketimi vücudun sıvı elektrolit dengesini sağlıyor, bu sayede hem Rulet Oyna hormonal dengeyi, hem sinir yolaklarını düzenleyerek adet öncesi gerginlik sendromunun yakınmalarını hafifletiyor. Dolayısıyla günde 2-2.5 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin.
Vitamin ve mineral takviyeleri
Vitex agnus castus (hayıt ağacı / chaste tree) dopamin agonisti gibi davranarak ve FSH ile prolaktin hormon düzeylerini azaltarak adet öncesi gerginlik sendromunun hafiflemesine destek oluyor. Ayrıca kalsiyum takviyesinin kısmen de olsa faydalı olduğu belirtiliyor. A, D, E vitamini ile çinkonun yararları konusundaki datalar ise yeterli değil. “Magnezyum takviyesiyle ilgili çalışmalar da çelişkilidir” bilgisini veren Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, “Dolayısıyla bu vitamin ve mineral takviyelerinin gelişigüzel kullanımı doğru değildir. Hormon dengesi ve serotonin düzeyleri üzerinden olumlu etkileri bazı çalışmalarda gösterilmiş olsa da; faydası olduğu kanıtlanmış tek ajan vitex agnus castus bitkisidir” diyor.